Kutsal Metin, Otorite ve Hakikat Bilgi ve İktidar Arasında Dini Düşünce
Liste Fiyatı :
350,00TL
Taksitli fiyat :
9 x 42,78TL
9786059136013
459639
https://www.ikmkitap.com/kutsal-metin-otorite-ve-hakikat-bilgi-ve-iktidar-arasinda-dini-dusunce
Kutsal Metin, Otorite ve Hakikat Bilgi ve İktidar Arasında Dini Düşünce
350.00
Söylem analizi ile ilgili olarak ifade etmekte yarar bulunan iki temel kaide söz konusudur. Çünkü bu iki kaide, elinizdeki kitapta kullanilan analitik uygulamalarin tabiatini belirleyici niteliktedir. Birinci kaide, belli bir tarihsel, kültürel ve medeniyetsel ortam içerisinde üretilmis olan söylemlerin birbirlerinden bagimsiz ya da birbirlerine “kapali” olmadiklaridir. Herhangi bir söylemin diger bir söyleme karsi uyguladigi “ötekilestirme” ve “yok etme” enstrümanlari, bu “öteki söylem”in –degisik yapisal derecelerde- söz konusu söylemin yapisi içerisindeki “mevcudiyet”i anlamina gelmektedir. Tabii ki bu durum, söz konusu öteki söylemin, ilk söylem içerisinde mantuk ve mefhum düzeyinde bütünüyle yok olmadiginin varsayilmasi ile birlikte söz konusudur, çünkü böyle bir “yokluk”, sadece söz konusu “yok etme”, “ortadan kaldirma” faaliyetinin basarili bir sekilde gerçeklestirilmesi faaliyetinden ibarettir. Buna bir de söz konusu söylemlerin büyük oranda, kendi mantuk ve mefhumlarini ve yapilarini belirleyen ortak problematik hususunda müsterek olduklarini ilave ettigimizde, öteki söylemlerden bagimsiz bir söylemden söz etmenin inceleme konusu olan söylemin sahte ve sanal bir sekilde ele alinmasina sebep olacak bir basitlestirmeden baska bir sey olmadigini anlamis oluruz. Ikinci kaide, bütün söylemlerin, söylem olmalari itibariyle esit olduklari seklindedir. Bu durumda herhangi bir söylemin hakikati tek basina kusattigini, tekelinde bulundurdugunu iddia etmek gibi bir hakki yoktur, çünkü bunu yaptigi, bu iddiayi seslendirdigi anda, aslinda kendisinin “sahte” bir söylem oldugunu belirtmis olacaktir. Belli bir toplumsal, siyasî ve tarihsel baglam içerisinde herhangi bir söylem genis bir yayilma ve hâkimiyet alani bulabilir ve bu durum onun diger söylemler üzerinde egemenlik kurmasina, onlari merkezin disina itmesine, ilgi alanlarinin ve dikkatlerin disina çikarmasina sebep olabilir. Ancak insan toplumlarin tümünü kusatan kültür tarihi bize sunu ögretmektedir ki belli bir söylemin saglamis oldugu bu türden bir hâkimiyet ve üstünlük, siyasî baskilar, toplumsal boyun egdirme faaliyetleri ve en iyi durumda sahte bir kitlesel bilinç olusturma gibi eylemler üzerinden gerçeklesmektedir. Bu nedenle söylem analizi yöntemi burada –mümkün mertebe- bazi söylemleri dinin tam orta yerine yerlestirmeye, onlari insanlara “din”in bizzat kendisi olarak sunmaya yönelik geleneksel olarak yerlesmis ve medya üzerinden propagandasi yapilarak sabitlestirilmis olan birtakim yanlis ve yaniltici etiketlere, yaftalara teslim olmaktan titizlikle uzak duracaktir. Buna ilaveten sunu ifade etmek gerekmektedir ki dinin bizzat kendisi, anlamlari baglam üzerinden yani birer söylem seklinde belirlenip ortaya çikan birtakim “metinler”in olusturdugu bir “metinler bütünü”nden baska bir sey degildir. Söylemin (dinî hitabin) kaynak olarak ilahî olmasi (ilahî kaynakli olmasi), onun tarihsel, kültürel ve toplumsal baglami içerisinde bütün problemleri ile birlikte insan dilinde somutlasan bir ilahî hitap olarak analiz edilebilir olmadigi anlamina gelmemektedir.
- Açıklama
Söylem analizi ile ilgili olarak ifade etmekte yarar bulunan iki temel kaide söz konusudur. Çünkü bu iki kaide, elinizdeki kitapta kullanilan analitik uygulamalarin tabiatini belirleyici niteliktedir. Birinci kaide, belli bir tarihsel, kültürel ve medeniyetsel ortam içerisinde üretilmis olan söylemlerin birbirlerinden bagimsiz ya da birbirlerine “kapali” olmadiklaridir. Herhangi bir söylemin diger bir söyleme karsi uyguladigi “ötekilestirme” ve “yok etme” enstrümanlari, bu “öteki söylem”in –degisik yapisal derecelerde- söz konusu söylemin yapisi içerisindeki “mevcudiyet”i anlamina gelmektedir. Tabii ki bu durum, söz konusu öteki söylemin, ilk söylem içerisinde mantuk ve mefhum düzeyinde bütünüyle yok olmadiginin varsayilmasi ile birlikte söz konusudur, çünkü böyle bir “yokluk”, sadece söz konusu “yok etme”, “ortadan kaldirma” faaliyetinin basarili bir sekilde gerçeklestirilmesi faaliyetinden ibarettir. Buna bir de söz konusu söylemlerin büyük oranda, kendi mantuk ve mefhumlarini ve yapilarini belirleyen ortak problematik hususunda müsterek olduklarini ilave ettigimizde, öteki söylemlerden bagimsiz bir söylemden söz etmenin inceleme konusu olan söylemin sahte ve sanal bir sekilde ele alinmasina sebep olacak bir basitlestirmeden baska bir sey olmadigini anlamis oluruz. Ikinci kaide, bütün söylemlerin, söylem olmalari itibariyle esit olduklari seklindedir. Bu durumda herhangi bir söylemin hakikati tek basina kusattigini, tekelinde bulundurdugunu iddia etmek gibi bir hakki yoktur, çünkü bunu yaptigi, bu iddiayi seslendirdigi anda, aslinda kendisinin “sahte” bir söylem oldugunu belirtmis olacaktir. Belli bir toplumsal, siyasî ve tarihsel baglam içerisinde herhangi bir söylem genis bir yayilma ve hâkimiyet alani bulabilir ve bu durum onun diger söylemler üzerinde egemenlik kurmasina, onlari merkezin disina itmesine, ilgi alanlarinin ve dikkatlerin disina çikarmasina sebep olabilir. Ancak insan toplumlarin tümünü kusatan kültür tarihi bize sunu ögretmektedir ki belli bir söylemin saglamis oldugu bu türden bir hâkimiyet ve üstünlük, siyasî baskilar, toplumsal boyun egdirme faaliyetleri ve en iyi durumda sahte bir kitlesel bilinç olusturma gibi eylemler üzerinden gerçeklesmektedir. Bu nedenle söylem analizi yöntemi burada –mümkün mertebe- bazi söylemleri dinin tam orta yerine yerlestirmeye, onlari insanlara “din”in bizzat kendisi olarak sunmaya yönelik geleneksel olarak yerlesmis ve medya üzerinden propagandasi yapilarak sabitlestirilmis olan birtakim yanlis ve yaniltici etiketlere, yaftalara teslim olmaktan titizlikle uzak duracaktir. Buna ilaveten sunu ifade etmek gerekmektedir ki dinin bizzat kendisi, anlamlari baglam üzerinden yani birer söylem seklinde belirlenip ortaya çikan birtakim “metinler”in olusturdugu bir “metinler bütünü”nden baska bir sey degildir. Söylemin (dinî hitabin) kaynak olarak ilahî olmasi (ilahî kaynakli olmasi), onun tarihsel, kültürel ve toplumsal baglami içerisinde bütün problemleri ile birlikte insan dilinde somutlasan bir ilahî hitap olarak analiz edilebilir olmadigi anlamina gelmemektedir.Stok Kodu:9786059136013Sayfa Sayısı:405Baskı:2Basım Tarihi:2015-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:Kitap Kağıdı
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00QNB Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002182,00364,003123,67371,00663,00378,00942,78385,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim350,00350,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.