Örtünün Altında Kalanlar

Ülkemizde basörtüsü yasagi maalesef onun adiyla özdeslesen, "trade-mark"i haline gelen bir Türkiye "sembolü" oldu. Onyillarca insanlar akla hayale sigmayacak muamelelere maruz kaldilar. Sadece yasagin öncelikli hedefi olan kadinlar degil, zamanla onlarin yakininda duran, durabilen erkekler, çocuklar, analar, babalar da magdur oldular. Kalpler kirildi, yuvalar yikildi, aileler fiziksel ve(ya) duygusal anlamda bölündü. Konuyla ilgili çok sey söylendi ve yazildi. Birçoklarinin da üstü örtüldü düsününüz ki 1981 itibariyle resmi anlamda baslayan bir yasak ancak 1999 senesinde dünyaca tanindi. "Türkiye'de birseyler yanlis gidiyormus..." saskinligiyla uluslararasi arena Türkiye'ye gözlerini dikti. Ve bir daha da çevirmedi. Bu satirlarin yazari ne ilk ne de son basörtüsü yasagi magduru oldu. Ama onun kimliginde ve fakat bütün basörtülü kadinlari hedef alan "bu kadin-lar-a haddini bildirin!" bu gezegenin en ücra kösesinden de duyuldu.