Şehirler Düşerken

Birçok kisi ISID'in adini 10 Haziran 2014'te Musul'un düsmesiyle duydu. Oysa o güne gelene kadar yasanan birçok gelisme bize olaylarin hiç de hayra gitmedigini göstermisti. ISID bir gecede ortaya çikmadi. Irak'in en büyük ikinci sehri olan Musul'u alabilecek kapasiteye de bir anda gelmedi. Örgütün dünyayi sarsacak derecede güçlü bir çikisi Irak'ta yapmasini ve bu topraklarda güçlenmesini saglayan nedenler ise ne mezhep farkliligi ne de Ortadogu'nun kanli tarihiydi. Irak'ta sehirlerin birbiri ardina ISID'in eline düsmesiyle beraber binlerce sivil de çaresiz, yasadiklari yerleri terk etmeye basladi. Bu dev göç dalgasinin sonuçlari ise siviller için felaket oldu. Özellikle ISID kontrolündeki kentlerin Sünni olmayan dinî ve mezhepsel azinliklari için yasananlarin anlami açikti: Kiyim!2014 yilinda ISID'in Musul'u almasi ile beraber Irak benzeri az görülür bir vahsete teslim oldu. Örgüt, Irak'ta ve Suriye'de binlerce masum insani akil almaz yöntemlerle katletti, kadinlari kölelestirip pazarlarda satti, kültürel mirasi yerle bir eti. Felluce, Musul, Tikrit ve Ramadi gibi sehirler birer birer örgütün eline düserken, bu kentlerde yasayan Ezidiler, Kürtler, Hristiyanlar, Türkmenler, Sii ve Sünni gruplar için kâbus gibi günler basladi. Mezopotamya'nin kadim halklari yerlerinden edildiler, kiyima ugradilar. Saldirilarin ardindan ISID'e karsi topyekûn savas da baslamis oldu. Sadece Ortadogu ülkeleri degil, ABD ve Avrupa devletleri de kisa sürede bu savasa müdahil oldular. 2011 yilindan bu yana Erbil'de yasayan gazeteci Simla Yerlikaya, Sehirler Düserken: ISID Saldirilari, Yikim ve Göç'te ISID'in nasil güçlendigini, isgal ettigi topraklarda yasanan dev göç dalgasini, bölgenin kaderini degistirecek dinamikleri yerinden gözlemler ve röportajlarla anlatiyor ve direnen bütün halklarin sesi oluyor.(Tanitim Bülteninden)