Tedavüldeki Kitaplar

Necdet Subasi, birer hikâye tadinda kaleme aldigi Tedâvüldeki Kitaplar'da kendi evreninde dinî bilgi müfredatiyla nasil karsilastigini, geçtigi etaplari, yasadigi deneyimleri alisik olunmadik bir rahatlikta okurla paylasiyor. Böylece kitapla baslayan ve onu içinde yasadigi mahallenin kadîm gramerine eklemleyen, çesitlenmis ilgi ve yönelimlerle bulusturulan bir deneyim zenginliginin gündelik hayata yansiyan görüntülerinin her birimizi kendi mecramizda öylesine akip giden bir siradanliga nasil sürükledigini gösteriyor ve bu duruma karsi köklü bir uyari niteligi tasiyor.Hikâyeler bir ölçüde okumakla basliyor. Insanin toplumsal var olusunu mümkün kilan ugrasilari düsünürler birer siyaset olarak degerlendirmislerdir. Bireysel var oluslari mümkün kilan seyse büyük oranda okumak olmali. Sadece yazili ürünleri degil, kültürel ve metafizik olan her seyi de birer metin olarak degerlendirmeyi deneyen, hedefin onu açiklama degil anlama oldugunu ifade etmeye çalisan Derrida da "metinden öte hiçbir sey yoktur" demisti. Tedavüldeki Kitaplar Derrida'nin tüm iliski aglarini bir metin olarak yorumlamaya müsait yaklasiminin farkli bir versiyonu olarak pekâlâ okunabilir. Mahallenin sinirli ve kusatilmis zemininde kendiliginden ya da dayatmayla öteden beri okunagelen kitaplarin hangi kosullarda, nasil bir ruh haliyle ele alindigini, hatta bazilarina nasil zaman zaman yüksek bir teslimiyetle baglanildigini özelestirel bir üslupla ele aliyor. Düsünce dünyamizi hâlâ derinden etkileyen bu kitaplarla bireysel bir muhasebeye girisiyor Necdet Subasi, hem geçmise hem de günümüze dokunan bir dikkatle.(Tanitim Bülteninden)